Klasik koşullanma ilkeleri

 

Klasik Koşullanma İlkeleri

Klasik koşullanma, Ivan Pavlov tarafından keşfedilen bir öğrenme sürecidir ve belirli bir uyaranla tepki arasındaki ilişkiyi kurarak yeni davranışlar öğrenilmesini sağlar. Bu sürecin başarılı olabilmesi için bazı temel ilkeler bulunmaktadır. İşte klasik koşullanma sürecinin temel ilkeleri:


1. Koşulsuz Uyaran ve Koşulsuz Tepki

  • Koşulsuz Uyaran (KU): Doğal olarak tepki oluşturan uyaranlardır. Örneğin, yemek, doğal bir koşulsuz uyaran olup, bir bireyin salya üretmesine neden olabilir.

  • Koşulsuz Tepki (KT): Koşulsuz uyaranla (KU) otomatik olarak verilen tepkidir. Bu tepki öğrenilmeden önce var olan, doğuştan gelen bir tepkidir. Örneğin, yemek kokusu gördüğünde kişinin ağzının sulanması (salya üretmesi), doğal bir tepki olan koşulsuz tepkidir.


2. Nötr Uyaran ve Koşullu Uyaran

  • Nötr Uyaran (NU): Başlangıçta hiçbir tepki yaratmayan uyaranlardır. Örneğin, zil sesi gibi bir ses, başlangıçta hiç tepki oluşturmaz.

  • Koşullu Uyaran (KU): Nötr uyaran, koşulsuz uyaranla (örneğin yemek) birlikte sunulduğunda, zamanla tepki üretmeye başlar ve koşullu uyaran haline gelir. Örneğin, zil sesi başlangıçta nötr iken, yemekle ilişkilendirildikçe, zil sesi koşullu uyaran hâline gelir.


3. Koşullu Tepki

  • Koşullu Tepki (KT): Koşullu uyaran ile (örneğin, zil sesi) bir tepki oluşturulmuş olur. Bu tepki, önce doğal olmayan, öğrenilmiş bir tepkidir. Örneğin, zil sesini duyduğunda salya üretmek, köpeğin koşullu tepkisi hâline gelir.


4. Koşullanma Süreci

  • Koşullanma: Koşullu uyaran (nötr uyaran) ile koşulsuz uyaran (yemek) belirli bir süre boyunca bir arada sunulursa, zamanla koşullu uyaran (zil sesi) koşulsuz tepkiyi (salya üretme) üretmeye başlar. Bu öğrenme sürecine koşullanma denir.

  • Bu süreçte uyaranlar arasında zamanlama ve sıralama çok önemlidir. Genellikle, koşullu uyaran (örneğin zil sesi) koşulsuz uyaran (yemek) ile hemen veya kısa bir süre içinde sunulmalıdır.


5. Genelleme

  • Genelleme: Koşullanmış tepki, benzer uyaranlara da yayılabilir. Örneğin, köpek yalnızca belirli bir zil sesine tepki vermez, benzer frekanslarda başka bir ses de aynı tepkiyi oluşturabilir. Genelleme, koşullanmış tepkinin benzer uyaranlara karşı gösterilmesidir.


6. Ayırt Etme (Discrimination)

  • Ayırt Etme: Koşullanmış tepki sadece belirli bir uyaranla ilişkilendirilen tepkiyi ifade eder. Diğer benzer uyaranlardan ayırt edilmesi öğrenilir. Örneğin, köpek, belirli bir zil sesiyle koşullanmışsa, diğer seslere tepki vermez.


7. Zayıflama (Extinction)

  • Zayıflama: Koşullu uyaran (örneğin zil sesi), uzun süre koşulsuz uyaranla (yemek) birlikte sunulmazsa, koşullu tepki (salya üretme) zamanla azalır ve kaybolur. Bu, zayıflama ya da extinction olarak bilinir.

  • Örneğin, zil sesi birkaç kez yemek verilmeden tekrar ederse, köpek sonunda sadece zil sesine tepki vermez.


8. Yeniden Koşullanma (Spontaneous Recovery)

  • Yeniden Koşullanma: Zayıflayan bir tepki, uzun bir süre sonra, koşullu uyaran tekrar sunulduğunda yeniden ortaya çıkabilir. Bu olaya yeniden koşullanma veya spontaneous recovery denir.

  • Örneğin, köpek uzun bir süre sonra zil sesi duyarsa, başlangıçta kaybolan salya üretme tepki tekrar edebilir.


Klasik Koşullanmanın Uygulamaları ve Örnekleri

  1. Fobiler: Klasik koşullanma, insanların korkularını ve fobilerini anlamada kullanılır. Örneğin, bir çocuk, korkutucu bir deneyim yaşadıktan sonra, bu deneyimle ilişkili olan uyaranlardan (örneğin bir köpek veya karanlık) korkmaya başlayabilir.

  2. Reklamlar: Pazarlamacılar, reklamlarda koşullanmayı kullanarak markaları olumlu uyaranlarla ilişkilendirir. Örneğin, bir parfüm reklamında güzel manzaralar ve hoş müzikler kullanılarak, izleyici parfümü olumlu duygularla ilişkilendirebilir.

  3. Tedavi: Davranışsal terapilerde de koşullanma ilkelerinden yararlanılır. Örneğin, sistematik desensitizasyon gibi terapilerde, bireylere korkulu uyaranlar kontrollü bir şekilde sunularak, korkunun ortadan kaldırılması hedeflenir.


Sonuç

Klasik koşullanma, öğrenme süreçlerini anlamada önemli bir yer tutar ve çevremizdeki uyaranlarla nasıl etkileşimde bulunduğumuzu açıklar. Pavlov'un köpeklerle yaptığı deneyler, bu kuramın temellerini atmış ve bireylerin öğrenme süreçlerini anlamada psikolojik açıdan bir dönüm noktası olmuştur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Risaletü'n Nushiye kimin eseridir?